31 Mart 2024 Pazar günü Türkiye, belediye başkanlarından il genel meclisi üyelerine kadar yerel yöneticilerini belirlemek üzere sandık başına gitti.
Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin resmi olmayan sonuçlarına göre, Ankara, İzmir, İstanbul dahil pek çok büyükşehir belediyesini ve kritik ilçeyi CHP alırken, AKP de sandıktan ikinci parti olarak çıktı.
TL’nin sert değer kaybının ve enflasyonun sürmesi ile birlikte faizlerin de yüksek seyretmesi, mayıs ve hazirandaki seçimlerin ardından ekonomik darboğazın artmasına neden oldu.
ENFLASYON HIZLANMIŞ, FAİZLER ARTTIRILMIŞTI
Haziran seçimlerinden bu yana Merkez Bankası (TCMB) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan destekli sıkılaştırma adımlarıyla bugüne kadar 4 bin 150 baz puan faiz artışı gerçekleştirmişti.
Öte yandan mayıs seçimlerinden önce 19,9 seviyesinin altında olan Dolar/TL kuru yerel seçimler öncesi 33,3 seviyesinin üstüne çıktı. Geçen yıl mayıs ayında yüzde 39,59 olan yıllık enflasyon ise Şubat 2024’te gelindiğinde yüzde 67,07’ye yükseldi.
İki seçim arasında halkın alım gücü belirgin şeklide zayıflarken hayat pahalılığı genel seçim sonrası da artarak devam etti. Üstelik yüksek faizler yüzünden ucuz kredi döneminin sona ermesi ve kredilere erişimin azalması da vatandaşları olumsuz etkiledi.
‘SEÇMEN EKONOMİK ZORLUKLAR NEDENİYLE CEZALANDIRDI’
Financial Times, Erdoğan’ın iktidara gelmesinden bu yana en ağır seçim yenilgilerinden birini aldığını, iktidarı en çok zorlayan sorunlar arasında ekonominin olduğunu belirtti.
Bloomberg’e konuşan siyasi risk danışmanlığı şirketi Eurasia Group Avrupa Direktörü Emre Peker, “Seçmenler yerel seçimlerde Erdoğan’ın partisini ve adaylarını ekonomik zorluklar nedeniyle cezalandırmış görünüyor. Erdoğan artık seçmenin ekonomiyle ilgili kaygılarına karşı dirençli değil” dedi.
Küresel varlık yöneticisi East Capital’de kıdemli danışman olan Emre Akçakmak, “Seçim sonrasında beklenenden daha dalgalı bir dönem görebiliriz. Daha da kötüsü, bu belirsiz dönem Merkez Bankası net döviz rezervlerinin eksi 65 milyar dolarla tüm zamanların en düşük seviyesine indiği ve enflasyonun Mayıs ayında yüzde 70’in üzerine çıkacağı bir döneme denk gelecek” ifadelerini kullandı.
PİYASALAR NASIL YORUMLAYACAK?
Öte yandan piyasaların seçimleri nasıl yorumladığı da yakından izlenecek. Seçim sonrası AKP’nin aldığı ağır yenilginin faturasının Mehmet Şimşek liderliğindeki yeni ekonomi programına kesilip kesilmeyeceği merak konusuydu.
Ancak Erdoğan’ın, “Enflasyon başta olmak üzere uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız” ifadeleri piyasaları bir miktar rahatlattı.
Erdoğan, “Ekonomideki sıkıntıların giderilmesi başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerine daha fazla eğileceğiz. Ekonomide yol haritamız olan OVP ve 12’nci Kalkınma Planımızı bugüne kadar kararlılıkla uyguladık. Ülkemize ve gelecek nesillere bedel ödetecek popülist adımlardan bugüne kadar uzak durduk” dedi.
Mehmet Şimşek de aynı şekilde seçimlerin ardından yaptığı paylaşımda, “Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız” ifadeleriyle sıkı para politikasına devam mesajı verdi.
DÖVİZ TALEBİ KRİTİK
Reuters’ın aktardığına göre ekonomist Haluk Bürümcekçi, Erdoğan’ın seçim sonrası konuşmasında yer alan ekonomi programının devamına ilişkin vurguların piyasalar tarafından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e verilen “destek” olarak okunacağını belirtti.
“Seçimsiz dört yıl vurgusu ile popülist olmayan politikalara devam mesajı verildiği söylenebilir” diyen Bürümcekçi, “Bu doğrultuda, kısa vadede ekonomi açısından seçim öncesi gözlenen yüklü döviz talebinin devam edip etmeyeceği en kritik konu olarak öne çıkıyor” dedi.
Finansal veri sağlayıcısı Tellimer stratejisti Hasnain Malik konu ile ilgili raporunda, “Erdoğan’ın yerel seçim kaybı (şimdilik) makro politikayı raydan çıkarmamalı” ifadelerine yer verdi.
Malik, “Eğer sonuçtan büyük ölçüde ekonomik sıkıntılar ve özellikle de enflasyon sorumluysa, o zaman enflasyonla mücadele artık ekonomik olduğu kadar siyasi bir önceliktir ve kısa vadede ortodoks politika rotasının enflasyonu düzeltmesi desteklenmelidir” dedi.